Yazılı açıklama yaparak konu hakkında görüşlerini dile getiren Kazancıoğlu, “ilgili kanunda yer alan maddeler apaçık ortada iken, bu durum karşısında tebligat yapılacak şahıs adreste yoksa, tebliğ almıyorsa postacı tebligatı kime verecektir? Kanunu aykırı işlem mi tesis edecektir?” dedi.
Zorlu çalışma şartlarında görevlerini yerine getirmeye çalışan PTT Çalışanlarının yasaların zorunlu kıldığı şekilde hareket etmeleri gerektiğini vurgulayan Kazancıoğlu şu şekilde açıklamasına devam etti;
“Son günlerde, muhtarların postacılardan şikayetçi olduklarına dair haberler çeşitli basın yayın organlarında yer almaktadır. Her ikisi de kamu görevi ifa eden ve vatandaşa doğrudan hizmet götüren bu görevlilerin karşı karşıya getirilmeleri, muhtarların tebligat nedeniyle iş yüklerinin artmasının postacılara yıkılması kabul edilemez. PTT A.Ş kapsamında dağıtıcı olarak görev yapan personel; işin mahiyeti bakımından yoğun olarak görev yapmakta, çoğu zaman yaya ve türlü tehlikelere maruz kalarak kamu hizmetini yerine getirmeye çalışmaktadır. İlgili personelin; coğrafi zorluklar ve farklı iklim koşulları itibarıyla sürekli dışarıda ve arazide yaya şekilde görev yaptıkları, ağırlık ihtiva eden kargo ve kuryelerin bizzat alıcısına kapıda teslim ettikleri, posta kartları, basılı gönderiler, mektup, tebliğ evrakları bulunan posta çantalarını taşıdıkları, gönderi kabulü, ayrımı, yükleme ve boşaltılması gibi işlemleri de yerine getirdikleri, buna rağmen, sendikamızca da müteakip defa ifade edildiği üzere, idari ve mali yönden mağdur edildikleri tüm kamuoyunca bilinen bir gerçektir. Öncelikli olarak köy veya mahalle tüzel kişiliğinin başı olan Muhtarların görevleri çeşitli kanunlara sayılmakla birlikte, özel nitelikteki 7201 sayılı tebligat kanununun 21., 24., 52., maddelerinde sadece muhtar ismi değil muhtar azaları, zabıta amir veya memurları da zikredilmiş, yine kanunun ruhu gereği muhatabın tebligattan haberdar olması için, komşulara haber vermede dahil, tüm imkanların kullanılması hüküm altına alınmıştır. Bu durum karşısında tebligat yapılacak şahıs adreste yoksa, tebliğ almıyorsa postacı tebligatı kime verecektir? Kanunu aykırı işlem mi tesis edecektir?”
Genel Başkan Kazancıoğlu, PTT çalışanlarının kendilerinden kaynaklanmayan sorunlardan dolayı ceza yargısı tehdidi ile karşı karşıya kaldıklarını hatırlatarak Türk Haber-Sen’in her koşulda çalışanlarının yanında olduğunu bir kez daha vurguladı ve “PTT çalışanları tek başına değildir” dedi. Kazancıoğlu, açıklamasını şu şekilde sürdürdü;
“Yasal yükümlülükten kaynaklanan görevlere rağmen birkaç olumsuz örnek senaryosundan yola çıkarak gündem yaratmak ülkemiz gerçekleri ile bağdaşmamaktadır. Posta görevlilerinin çoğu kez kendilerinden kaynaklanmayan nedenlerden dolayı ceza yargısı tehdidi ile karşı karşıya kaldıklarını kaç kişi bilmektedir? İcra tebligatı, mahkeme kararı, tebliğinden kaçmak için adres değiştirenlerin, adresi bilinmeyenlerin veya işleri nedeniyle adresinde bulunmayanları kanun kime sormak gerektiğini hüküm altına almıştır. En basit haliyle, adres arayan bir vatandaş muhtarın bileceği kanaati ile muhtara müracaat etmektedir. Tebligat kanunu ve hukuku bakımından muhtar- postacı iş birliği kamu hizmetinin bir gereğidir. Bu hizmet yerine getirilirken herkesin görev ve sorumlulukları net bir şekilde ortaya konulmuştur. Sonuç itibariyle; Hiç kimse iş yükünün getirdiği sorumlukları posta dağıtıcılarına yükleyemez, dahası posta dağıtıcıları vasıtası ile kendine gündem yaratamaz. Sendikamız her zaman olduğu gibi PTT Çalışanlarının yanındadır. PTT çalışanları sahipsiz değildir. Dağıtıcı arkadaşlarımız sahipsiz değildir. Sendikamız Türk Haber-Sen her zaman olduğu gibi PTT Çalışanlarının yanındadır.”