Türk Haber-Sen Genel Başkanı Yücel Kazancıoğlu Türkiye’de sendikal faaliyetleri ve memur sendikacılığını habernediyor.com 'da değerlendirdi.
“Mücadelemiz hukuk zemini içinde”
1992 yılında kurulan Türkiye Kamu-Sen ve Türk Haber-Sen’in dünyada benzeri olmayan bir kuruluş felsefesi olduğunun altını çizen Kazancıoğlu, Türk Haber-Sen’in milli oluşu, milli duruşu ve çalışanları için verdiği hak ve hukuk mücadelesiyle, Türkiye’de ve dünyada örneği olmayan bir sendikacılık anlayışı olduğunu söyledi.
TRT, PTT, Basın Yayın Enformasyon Genel Müdürlüğü, RTÜK, Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu gibi, Türkiye’nin köklü kurum ve kuruluşlarındaki kamu çalışanlarının, Türkiye’nin içinde bulunduğu şartlar nedeniyle ciddi sorunlarla karşı karşıya kaldığını belirten Kazancıoğlu, “Çalışanlarımızın her türlü özlük haklarından, ekonomik haklarından, sosyal haklarına kadar birçok alanda mücadele veriyoruz. Burada mücadelemizin temelinde yatan şey hukuki zemin. Bu mücadeleler aynı zamanda 2 yılda bir yapılan toplu sözleşmeyle de masaya yatırılmakta. Özellikle PTT kurumumuzun A.Ş. oluşuyla başlayan süreçte çalışan arkadaşlarımız ciddi sorunlar yaşadı. Burada Türk Haber-Sen olarak çok ciddi kazanımlarımız ve hukuki anlamda da devam eden mücadelelerimiz var.” dedi.
“TRT’de basın kartı sorununun kısa süre içinde çözüleceğine inanıyoruz”
Basın kartı alım sürecinin zorlaşmasıyla ilgili konuşan Kazancıoğlu, “Tabi bu konu TRT çalışanlarının kanayan yarası ve gündemimizde. Bu konuyla ilgili olarak TRT Genel Müdürlüğü’yle ciddi toplantılarımız ve görüşmelerimiz oldu. Basın kartıyla alakalı yaşanan sorunlarla ilgili Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı ve TRT ile eşgüdümlü bir çalışma var. Biz de bu çalışmaya müdahil olduk. Şu an Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı’nın bu çalışmayı tamamlamasını bekliyoruz. Bunun akabinde yıllarca fiili olarak yayında görev yapan, basın kartını hak eden ama bazı uygulamalardan dolayı mağdur olan çalışanlarımızın basın kartı sorunun çözüleceğine inanıyoruz. Bunun sözünü de TRT yöneticilerimizden aldık. Başta genel müdürümüz ve genel müdür yardımcımız olmak üzere samimiyetlerine ve ilgilerine de teşekkür ediyoruz. Sözlerine de güveniyoruz. Bu sorunun kısa bir süre içerisinde çözüleceğine inanıyoruz, bekliyoruz.”
“İlk maddemiz sözleşmeli personelin kadroya geçirilmesi konusunda”
Kazancıoğlu, Türkiye’deki temel sorunlardan birinin personel rejim sisteminin kendi içinde çok çeşitli olmasından kaynaklandığını söyledi. Kamuda çalışan personellerin bir kısmının kadroya alınırken, diğer kısmının 4B’li, İHS’li ya da sözleşmeli gibi çeşitli adlarla istihdam edilmesinin kamuoyunda ciddi bir rahatsızlık oluşturduğunu belirten Kazancıoğlu, “ Bununla ilgili olarak geçtiğimiz hafta Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanımızla 2 saate yakın bir görüşme yaptık. Hazırlamış olduğumuz “Kamu Görevlilerinin Acil Çözüm Bekleyen Sorunları” başlıklı raporumuzun ilk maddesinde de yine her türlü sözleşmeli personelin bir an önce kadroya geçirilmesi maddesi var. Sayın Bakanımız yılsonu itibarıyla plan bütçe görüşmeleri sonrası bir komisyon marifetiyle bu çalışmanın devam edeceğinin ve o komisyonda bizlerin de yer alacağının sözünü verdi. O çalışmaya bizim hazırlığımız tam, katkı sunmak üzere biz de bekliyoruz. İnşallah kısa sürede sonuç alacağımızı düşünüyoruz.” dedi.
“Toplu sözleşme sürecinde kamu çalışanlarının 2 yıllık hakkı gasp edildi!”
Sendika üyelerinin kazanımlarından ve Türkiye’de sendikacılıktan bahseden Kazancıoğlu, “İş kolumuzda gerek toplu sözleşmede yetkili olduğumuz dönemlerde, gerekse hukuki zeminde kazandığımız çok büyük haklarımız var. Hem hukuksuz atamaların iptali, hem de çalışan personelimizin eşit işe eşit ücret temeline dayanan, hukuka uygunluk ve liyakat esaslı bir yönetmeliğin çıkarılması noktasında da mücadelemiz devam ediyor. ”dedi. Hukuki zeminde verilen mücadelelerin uzun soluklu olması gerektiğinin altını çizen Kazancıoğlu, “Hukuki zemindeki mücadele uzun soluklu bir mücadele gerektiriyor çünkü maalesef kararlar çok çabuk alınmıyor. İtiraz süreci var, temyize gidiliyor. Bu meselelerin birçoğunun çözüm noktası hukuki zemin değil, toplu sözleşme masası. Toplu sözleşme masasında dün akşam İçişleri Bakanımız Sayın Süleyman Soylu’yla bir görüşmemiz vardı. Yine kamu çalışanlarının temel sorunlarını ve beklentileriyle ilgili olarak sendikal ayrımcılık noktasında çok güzel bir sohbetimiz oldu. O da bu taleplerimizi duyunca, bunların aslında birçoğunun toplu sözleşme masasında çok rahat çözüleceği noktasında bir yorumda bulundu.”
Röportaj videosuna erişmek için linki tıklayınız.
Youtube Kanalımızda izlemek için tıklayın...